Kalbinin kalbi olanlar

Hoş geldin,

Satırı benim, mevzusu hepimizin yazılarımı ilgi ile takip edenlere ayrıca mestim böyle biline.

Yol işaretlerini takip edip, şifreleri çözüp sırda buluşanlarız .

Yazdıklarımda bizi buluşturan hallerimiz ortak, biraz da ondan özeldir benim için yazılarımı okuyanlar.

Gelelim konuya...

Bizde bir sır var kardeşlerim, herkessin kendine has, ama mayası aynı bir sır.

Hem de şuramızda ,

Sahi şuramız neremizdir bilir misin?

Ben söyleyeyim, kalpteki kalptir şuramız.

Herkeste kalp vardır ama herkesin '' Şurası '' yoktur. O bir cevherdir yaradılışta insanın cümle mahlukatın içine yerleştirilmiş bir cevher hem de.

Hatta

Hepimiz onunla doğar ama çok azımız onunla ölürüz. Kimisi son dakika kaptırır, kimisi varlığından bihaber, kimisi kusur görüp söker atar, kimi küsmüştür kalbinin kalbine.

Sahip çıkılması, korunması, saklanması en zor olandır. Namus diye bir şey varsa o da şuramızdaki emanettir .

Tarif et deseler dille tarifi ömür alabilir ama kendinde olan ne olduğunu zaten bilir.

Adını koymak zor, ancak hala kalbinin kalbi olan zaten halden bilir.

Çok istedim ki tarif edeyim . Ama onu ismindeki harfler bu dünyada var mı emin değilim.

Rengi anlat deseler hadi buyur, anlatabilir misin? Öyle bir şey işte.

Öyle nadir bir cevher işte.

Ve elbette nadir parçaların avcısı hırsızı, kaçakçısı, zorbası çok olur.

Hayat yolu üstünde hoyrat haydutlar bu cevherimiz için türlü düzenbazlıklar, zalimlikler hileler yapar ve onu bizden almak, çalmak, köreltmek için ellerinden geleni yaparlar.

Yapacaklar, yaptılar, yapsınlar dert değil...

Yeri gelecek, savaşacak, yeri gelecek sıvışacak ama bize emanet sırrımızı cevherimizi yolun sonuna kadar kendimizde tutacağız, tutmalıyız.

Sırrını kaybeden ışığını kaybeder. ve her kayıpta dünya daha karanlık bir yer olur. Bazen kendin için, bazen hayat için, dünya için, çocuklar için, gelecek için tutunman lazım, koruman lazım, ağlaya ağla sahip çıkman da gerekecek ama şuranda sana ait emaneti vermeyeceksin, terk etmeyeceksin, satmayacaksın.

Ha bu arada kimde bu sır hala baki ise bilin ki onun işi en zordur.

Çünkü kendinizle aranızı açarak, siz farkına varmadan acaba kusurlu muyum diye gak yaparsanız maazallah peynir gibi düşüverir şuranızdan cevheriniz.

Yani haydutlara yalamalık avuç içi, canımızın istediği masumlara da bolca boca serbest .

Paylaştıkça azalmaz aksine parlayan bir ışık gibi büyür merak etme

Eve dönüşte şuranız dolu dönmeniz dileği ile