Konuşan bedenler
- Sultan Öztürk
- 20 Oca
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Şub

Mesleğim gereği insanlara baktığımda bedenleri ile ilgili çok şey fark ediyorum ama zannedildiği gibi kilo durumları, , vücut tipleri vs. değil.
Tıpkı heykeltıraşın taşta saklı potansiyeli görmesi gibi, ben de bedenlere sıkışmış potansiyelleri görüyorum.
Kim olduğunu şuan hatırlayamadığım vakti ile çok başarılı bir heykeltıraşa nasıl bu kadar güzel heykeller yaptığı sorulduğunda şu cevabı vermiştir.
‘’ Ben fazlalıkları atıyorum, içinde saklı şekil ortaya çıkıyor, tek yaptığım bu ‘’.
Gördüğüm aynı olsa da heykeltıraştan küçük bir farkım var; insanları yontamamak, çünkü o iş kişilerin kendi ellerinde.
….
Geçenlerde bir öğrencimin de hatırlattığı gibi ortaokul ve lise çağlarında önemsenmeyen boş ders gözü ile bakılan, beden eğitimi, resim, müzik dersleri bugün o çocukların en çok ihtiyaç duydukları faaliyetler haline gelmiş durumda..
Müzik; ruh ile, resim; sanat ile , bedenimiz ise kendimiz ile en somut bağ kurma araçlarıydı oysaki.
Tabi ki buradan bakınca biraz geç kalmışlık hissi doğurabilir.
Ancak asıl önemli olan buradan nasıl dönebilir ve nasıl tedbirler alabiliriz diye önümüze bakmak olmalı.
Bugün bedenimizi günde 1-2 saat ruha iyi gelecek şekilde çalıştırmak, önümüze gelen yerine yine ruhumuza iyi gelecek müzik seçimleri yapmak, belki elimize kalem alıp bir kağıda bir şeyler çizmek veya karalamak kendimiz için yapabileceğimiz en önemli faaliyetler.
Aynı zamanda modern hayatın yaratmış olduğu stresi sağaltmak için çok etkili araçlardır.
İşte bedenlere bakınca duyduğum genelde yardım çığlığı, görülme ,duyulma, fark edilme çağrısı oluyor.
Kişi kendi bedeninin sesini duyabilse ya da anlayabilse, egzersiz yapmak için ayrıca bir dışsal motivasyona ihtiyaç duymayacaktır.
İşler kendiliğinden akıp gidecek, başla bırak diyet ve spor döngüsünden kolaylıkla çıkılacaktır.
Bunu nasıl yapacağımız ile ilgili somut metot arayışlarının farkındayım. Ancak keşke bunun hapı olsa ama yok.
Elbette sosyal medyada ürettiğim içerikler ve yaptığım çalışmalar ile bunu her yönden kendi adıma paylaşmaya devam edeceğim.
Önemli bir hatırlatma da !
Alışagelmiş 10 günde göbekten kurtul, 20 günde kaslan, gibi ateşleyici ancak son derece hileli yolları deneyip doğal olarak vaat edilene ulaşamayınca kendilerini sorgulamakta.
Nihayetinde de kendilerini yetersiz hissetmektedirler. O nedenle lütfen bu iddialara itibar etmeyin.
Bu metotların birer pazarlama ve reklam aracı olduğunu unutmayın.
Gerçek ise biraz kendine karşı titizlik ve prensipli olmak benim naçizane tavsiyem olur.
Bu farkındalık zeminine oturtulan beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite bir yaşam tarzı haline gelecek ve kalıcı hale gelecektir.
Bu doğal olan yoldur bir kez rotayı tutturan kişi istese de dışına çıkmaya kıyamayacaktır.
Çünkü bu yol kişiyi kendine yakınlaştırır ve barıştırır.
Her gün kendi dilinde sizinle konuşan bedeninizi duymanız dileği ile
Sevgiler
Sultan Öztürk.
Yıllardır masal dinliyorduk , şimdi Sizinle birlikte gerçeklerle yüzleşip kendimizi tanıma yolculuğunda gerçekçi adımlar atmaya başladık. Minnettarım . Sevgiler
Kaleminize sağlık hocam. Nasılda ayakları yere sağlam güzel dopdolu bir yazı🌸✨