Zamanın eli
- Sultan Öztürk
- 8 Nis
- 3 dakikada okunur
Bir iki fotoğraf geldi dün farklı arkadaşlardan. Aynı anda ama birbirilerini tanımazlar bile.
Kimine göre rastlantı benim gibilere bunda bir şey var düşüncesi.
Neyse düşünce bir yüktür benden söylemesi. Zordur, çetrefillidir. Yorar insanı.
Yorulmayan var mı şu dünyada acaba. Beckett' in göz yaşı için söylediği yorgunluk için de geçerli midir acaba .
Hani demiş ya '' Yeryüzündeki gözyaşı miktarı sabittir.
Ağlamaya başlayan biri için, bir yerlerde bir başkası keser ağlamayı''
Bir yerlerde birileri yorulurken başkası rahat etsin diye midir acaba.
Ve sanki de öyle bedenen çalışıp yorulan biri başkası için hayatı daha kolay hale getirmek için mi hizmet ediyor acaba.
Sanki öyle. Karınca kimin için yoruluyor. İnsan karıncanın yolunu yorgunluğunu bir şekilde çok istese kendine çıkarabilir .
Ama karıncanın bundan haberi olmaz. Belki de umurunda olan son şey inanın kendisinden çıkartacağı anlamdır.
İnsan da her şeyin özünü emmek gibi bir kabiliyet vardır. Bir nevi vampirdir. Bazı açılardan lazım iken bazı açılardan tamamen yanlış kullanımı ile kendindeki iyinin sonunu getirmiştir.
Bilerek ya da bilmeyerek, insan kendini sokan akrep olmuştur.
Kardeş kanı emen vampiri uyanmıştır içinde.
Bilemiyorum garip bir döngü, zira, emen de emilen de insanın ta kendisi.
Bu razılık bilerek ya da bilmeyerek oluyor.
Yani senin yedi ceddin kanı emilen bir tür ise, senin bu emişe karşı çıkman zor bir ihtimaldir.
Çünkü devrim yapmalısın.
Yedi ceddinin payına düşen ama verilmemiş savaşları tek başına ve tek kalemde vermen demektir.
Maaan bana ne de diyebilirsin, boş ver kardeş al damar senin kan senin em bana biraz bırak yeter de diyebilirsin.
Damar benim kan benim diyerek , kendi damarını ve içindeki sana ait doğuştan en doğal hakkın olan kanı dahi korumak için mücadele vermen gerekir.
Herkesin yaşam anlayışı aynı değil galiba.
Birisi ayakta da yaşarım , şurada kenarda yaşasam da olur der.
Kimisi asasını yere bir vurur, sonra aynı biçimde ağzının ortasına da bir sümsük yiyerek yerine oturur.
Kimisi o sümsüğün acısı , kalbine sığmayan öfkesi ile daha da celallenir.
Söke söke hakkı olanı alır.
Öyle elde edilen büyük bir şey olmaz her zaman.
Kiminin dünyanın öbür ucunda burun kıvırdığı bir hak için bazıları dünyanın öbür ucunda ölümün kıyısına gitmek zorunda bırakılabilir.
Hatta kendi bunu göze alabilir. Uçurum kıyısında dolaşmakla alınan risk her zaman yaşamın kendisi olmaz.
Bazen o aldığın riskle hayatta kalırsın ama ruhunu teslim edersin kendi elinle .
Alın kardeşim bunu mu istiyorsunuz diye ruhunu avucuna koyar uzatır avcılara.
Geri kalanı bedendir. İçinde oluşan boşluğu bulduğu pılı pırtı ile doldurur.
Boşluktaki yokluk eskiden var olanı hatırlatıp durmasın diye.
İçindeki boşluğu kim eline ne geçerse onunla tıka basa doldurur.
Ölümün kıyısından dönenler, içlerinde kimsenin bilmediği dolgu kalplerle, çürüyene kadar yaşarlar.
Çünkü inan ruhu ölünce ölür bedeni değil.
Ruhu alınmış vampirlerle dolu hayatta taze kan kokusunu birileri çok uzaklardan alır.
Gözündeki ışığa bile göz dikerler.
Yani anlayacağın güzel kardeşim . Doğmuş olmak hayata getiriyor, içinde can yeşeriyor ama, geri kalan zamanda kendine muhafızlık sana bana kalıyor.
Kendi ışığının muhafızı olmak.
Ruhunun muhafızı olmak .
Yorar insanı çünkü bir yanın ver kurtul şu ruhu der. Ruhu olanın acısı bitmez.
Kime çarpsa acır.
Çünkü sehpa kenarına çarpan serçe parmak acısı geçer de ruhun da serçe parmağı vardır.
İşte orası neresidir adresini bilen pek yoktur. Adressiz acılarının ilacını aramakla geçen bir ömür kalır elimizde bazen.
İşte hepsi yerini bilmediğimiz acıyı bulup ağzının ortasına bi tane koymak için debelenir dururuz.
Sıkıntı şu ki yerini bilemiyoruz.
Orası aynanın arkasına gizlenmiştir.
Ayna nedir. Kim bilecek.
Sahi bir soru sorayım .
Ayna hiç icat edilmemiş olsaydı. En basiti kaşlarımızı aldırır mıydık.
Kaş bahane soru şahane.
Aynalar olmasaydı.....
Sultistik felsefe hayırlı günler diler.
Soruların seni çıkaracağı patikalara, ve o patikaların seni götüreceği kendi kırlarında güzel günler dilerim.
3dk da okunur, 1 ömürde anlaşılır 🦋